Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, memurları mağdur etmeye yönelen her girişimin, en ufak çabanın karşısında olacaklarını ve bedeli ne olursa olsun bu tür girişmelere ve çabalara müsaade etmeyeceklerini söyledi.
Devlet Personel Başkanlığı tarafından Abant’ta düzenlenen ‘Kamu Personeli Sisteminin Sorunları, Çözüm Önerileri ve 2023 Vizyonu Çalıştayı’nın açılışında konuşan Gündoğdu, kamu personel sisteminin farklı yönlerden masaya yatırılacağı çalıştayın, memurlara yeni haklar vermenin, onların refahlarını artırmanın zemini olacak anlayışları, politikaları, kazanımları hayata geçirmenin startını verecek bir iradeye ulaşmayı sağlaması gerektiğini kaydetti.
Çalıştayın kamu görevlilerine yeni haklar vermeme ya da mevcut hakları tırpanlamaya zemin ve fırsat oluşturacak bir organizasyon olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Gündoğdu, “Böyle bir değerlendirme söz konusuysa vazgeçilmelidir. Bir şeyin özellikle şimdiden altını çizmek istiyorum. Memurları mağdur etmeye yönelen her girişimin, en ufak çabanın karşısında oluruz ve bedeli ne olursa olsun bu tür girişmelere ve çabalara müsaade etmeyiz. Biz bu çalıştaya, kamu görevlilerinin haklı beklentilerini dile getirmeye, mevcut sorunlarına ilişkin çözüm önerilerini ifade etmeye, kamu yönetimi tarafıyla ortak çözümler ve kazanım üretecek yeni yol haritaları belirlemeye geldik” dedi.
Örgütlenme ve toplu pazarlık hakkının tam işlemesi, kamu görevlilerinin haklarına tam olarak kavuşması, güvencelerin eksiksiz olarak hayata geçirilmesi ve geliştirilmesinin, toplumsal gelişme ve ekonomik kalkınmanın motoru olduğu idrakini paylaşmak için çalıştaya katıldıklarını dile getiren Gündoğdu, bu çerçevenin dışına çıkan, kamu görevlilerinin güvencelerini hedef alan süreç ve sonuçlara izin vermelerinin de, tahammül etmelerinin de mümkün olmadığını vurguladı.
Çalıştayın açılış konuşmasında bu uyarıları yapmasının gerekçesini de açıklayan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, belli dönemlerde memurların iş güvencesini tartışmaya açma girişimlerine şahit olduklarını, medya üzerinden yapılan bu girişimlerin bu çalıştaya yansımaması için uyarıda bulunduğunu ifade etti. Kim tarafından düğmeye basıldığını kesin olarak bilmemelerine karşın tahminleri olduğunu söyleyen Gündoğdu, geçtiğimiz hafta daha yoğun bir şekilde bu kampanyaya hız verildiğini hatırlattı.
“Birileri, medya üzerinden kamu görevlilerinin iş güvencesini tartışmaya açmaya çalışıyor” diyen Gündoğdu, konuya ilişkin haberlerle bu çalıştay, çalıştayı düzenleyen ve çalıştaya katılan kurumlar arasında bir bağlantı kurmak istemediğini dile getirdi. Böyle bir bağlantının olmadığına inanmak istediğini kaydeden Gündoğdu, “İnanıyorum ki, memurların işe katılma, işe devam etme hakkını kapsayan iş güvencesinin tartışmaya açılmasına asla izin vermeyecek bizler gibi, bu çalıştayda bizimle paydaş olan siyasi aktör ve kamu bürokrasisi de böyle bir tartışmanın ne başlatıcısı ne de katılımcısı olurlar. İnanıyorum ki, bu salonda bulunan herkes, bu salonda temsil edilen her kurum, ülkenin ve milletin asli ve sürekli hizmetlerini yürüten kamu görevlilerinin geleceğini, ekmeğini, emeğini, idarecilerin iki dudağı arasından çıkacak söze bırakmamak konusunda bizden farklı düşünmüyordur” şeklinde konuştu.
Aynı şekilde, memurların örgütlenme, toplu pazarlık, ücret hakkı, sosyal güvenlik hakkı, iş sağlığı ve güvenliği, mesleki, kimlik ve şahsiyetini, onurunu koruma gibi güvencelere dokundurtmama noktasında katılımcıları da rakip değil, refikleri olarak görmek istediklerini belirten Gündoğdu, şöyle konuştu: “Demokrasiyi temel ilke belirlemiş bir ülkenin siyaset kurumu ve kamu kurumlarının temsilcileri olarak rakibimiz değil, refikimiz olduğunuz inancını taşıyoruz. Bu vesileyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Güvenceler konusu, güvencelerin dokunulmazlığı, özellikle de iş güvencesi Memur-Sen ailesinin, hiç kimsenin silmesine izin vermeyeceği kırmızı çizgilerinin başında gelmektedir.”
2010 yılında yine Abant’ta kamu görevlilerinin örgütlenme hakkının genişletilmesi, toplu sözleşme ve grev hakkına sahip olmasına altyapı oluşturmak amacıyla bir çalıştay yaptıklarını hatırlatan Gündoğdu, alınan kararlardan birisinin de Avrupa Sosyal Şartı’nın 5 ve 6. maddelerine konulan çekincelerin kaldırılması olduğunu dile getirdi. Aradan bunca yıl geçmesine rağmen bu çekincelerin kaldırılmadığını ifade eden Ahmet Gündoğdu, kolektif bir iradeyle alınan ve deklare edilen karara rağmen, söz konusu çekincelerin halen kaldırılmamasının siyasi irade açısından büyük bir eksiklik olduğunu kaydetti. Örgütlenme hakkının eksikliğine de dikkat çeken Gündoğdu, Memur-Sen olarak, asker, hakim ve polis dahil tüm kamu görevlilerinin sınırsız örgütlenme hakkına sahip olmasını istediklerini belirtti.
Toplu sözleşmenin kapsamının mali ve sosyal haklarla sınırlandırılmak istendiğini anlatan Gündoğdu, “Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Memuru ile sözleşme imzalamaktan korkan devlet anlayışı tam anlamıyla terk edilemedi. Memurla ilgili, kamu görevlilerini ilgilendiren her konu toplu sözleşmenin konusu ve gündem maddesidir. Aksi yöndeki her görüş ve yaklaşım korku devleti kalıntısıdır. Dün toplu sözleşme masasından kaçmaktan vazgeçen devlet, bugün toplu sözleşme masasından konu kaçırma telaşı içinde hareket etmemelidir” diye konuştu.
Grev hakkının, toplu sözleşmenin tamamlayıcı unsurlarından olduğunu dile getiren Gündoğdu, toplu sözleşme düzeni içinde mutlaka grev hakkının da düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Kamu görevlilerine siyaset hakkı isteklerini tekrarlayan Gündoğdu, yeni haklara kapı aralama, temel haklar üzerindeki yasakları kaldırma ve sınırlamalara son vermenin milleti ve egemenliğini esas alan demokratik devleti gerçekten var etmenin bugüne kadar bulunan ve ikamesi olmayan en kısa yolu olduğunu söyledi.
Taşeron sorununa da değinen Ahmet Gündoğdu, memurlara daha az ücret ödemek, daha az sosyal güvence sağlamak için farklı çalışma türleri, istihdam türleri üretildiğini ifade ederek, bunların gereklilikten değil, piyasa aktörlerinin zorlamasıyla ortaya çıkan/çıkarılan istihdam türleri olduğunu kaydetti. Kamu hizmeti sunanlar arasında, istihdam türü ve buna bağlı olarak sahip oldukları haklara yönelik bir ayrımın olmaması gerektiğini dile getiren Gündoğdu, sistemin sadeleştirilerek kadrolu memur ve kamu işçisi olarak ikiye ayrılmasının yeterli olduğunu belirtti.
Sosyal güvenlik hakkını, sürekli istihdam hakkını ve insan onuruna yakışır ücret ve iş ortamını yaralayan, tahrip eden taşeronluk uygulamasının tüm kamu kurumlarından kaldırılması gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, “Memurların iş ve ücret güvencesinin, sosyal kazanımlarının zayıflatıldığı, esnek çalışma modelleriyle kamu görevlilerinin köle gibi kullanıldığı bir düzeni ne isteriz ne de böyle bir düzene sessiz kalırız. Yüz kızartıcı suçlar hariç kimsenin ekmeğiyle oynanmamalı, insanların düzenli olarak evlerine ekmek götürmeleri sağlanmalıdır. İnsan onuruna yakışır saygın iş ve insan onuruna yaraşır ücret temel bir insan hakkıdır. Bu temel insan hakkı, ihmal ve ihlal edilmemelidir. Taşeron çalıştırma, işyerlerine mayın döşemek veya molotof atmaktan farksızdır. Bu, insanları refah yoksunluğuna, asgari ücret yoksulluğuna mahkum etmektir. Bu durum, İLO’nun 100 ve 101. konferansında öne çıkan ‘insana yaraşır iş’ çağrısına da aykırıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Ucube Yönetmeliğin Kaldırılmasını İstiyoruz
Konuşmasında, kamudaki kılık ve kıyafet yönetmeliğini de eleştiren Gündoğdu,şunları söyledi:“Artık darbecilerle birlikte kamuda başörtüsü yasağı zihniyetine ‘gidin’ çağrısı yapmak zorundasınız. Kadınlar başörtüsü ile cumhurbaşkanı eşi olabiliyor, bakan eşi olabiliyor, bürokrat eşi olabiliyor. 1930 yılında seçme hakkı verdiğimiz kadına 2013 yılında hala ne giyeceğini seçme hakkı tanımıyoruz. Eğer bu seçme hakkını tanımıyorsak, bu cinsiyet ayrımcılığıdır. Kadın-kadına eşitsizliktir. Çalışma hakkının, seçilme hakkının varlığından söz ediyorsak, biz artık bu ucube yönetmeliğin kaldırılmasını istiyoruz. Bu ülkede kadını, erkeği, başı örtülüsü ve başı açığı ile insanların ne ürettiğine bakılmasını istiyoruz.”
Açılış konuşmalarının ardından, Kamu Yönetimi ve Kamu Personel Sistemi, Kamu İstihdamında İnsan Kaynakları Planlaması ve Kamu Personel Sisteminin Yargısal Denetimi ve Kamu Personel Sisteminin Sorunlarına Sendikal Bakış ve Öneriler başlıklı üç panel düzenlenecek.
Çalıştayın ikinci gününde (Pazar) ise, Kamu Kurumlarının Yeniden Yapılandırılması ve Hizmetlerin Etkinleştirilmesi, Kamu Görevlilerinin İstihdamında Kariyer, Sınıflandırma ve Liyakat İlkeleri İle Memurların Yer Değiştirmeleri, Kamu Hizmetinde Eğitim ve Görevde Yükselme Uygulamaları, Kamu Görevlilerinin Değerlendirilmesi ve Sistem Arayışları, Kamu Kesiminde Engelli İstihdamı ve Kamu Personelinin Mali ve Sosyal Haklarının Değerlendirilmesi başlıkları altında paneller düzenlenecek.
Konusma metninin tamamı için tıklayınız